Iris Apfel'in tüm hayatını sonuna kadar hatırlamak

canvade

Yeni Üye
Cuma günü 102 yaşında hayatını kaybeden OG ilham kaynağı ve geriatrik moda fenomeni Iris Apfel, minimalizmin savunucusu değildi. Bunun gizli zenginlikle, sessiz lüksle ya da zarafetin inkar anlamına geldiği şeklindeki eski aksiyomla pek ilgisi yoktu. İyi zevkin zorbalığıyla pek ilgilenmiyordu. Eğlence bunun neresinde?

Daha ziyade, kalabalığın erdemlerine, içteki aşırılığın dizginlerini serbest bırakmaya ve bir moda manyağının bayrağını dalgalanmaya bırakmaya inanıyordu. Her şeyden önce, kendini ifade etmenin başka bir terimi olarak gördüğü kişisel tarzın gücüne inanıyordu. Veya kendini yaratma.

Ona göre, aynı anda birden fazla parmak izi bulunan bilezikler ve boncuklarla dolu bir kol takmanın yanlış bir tarafı yoktu; yeter ki bunlar kendisine doğru baksın. Kırışıklarını, gri saçlarını ve devasa büyütücü gözlüklerini, tonlarca aksesuarını taktığı özgüvenle taşıyordu. (Diana Vreeland zihniyetini benimsedi, fiziksel kusurlarını kabul etti ve bunları moda ifadelerine dönüştürdü.) Sınıfı ya da parası nedeniyle değil, tavrı nedeniyle akıllıydı.

Modayı seviyordu çünkü kendisi de onu sevmesine rağmen onu takip etmeyi reddediyordu; bunun yerine onu kendine ait kılıyordu. Yaşlandıkça daha çılgın giyiniyordu. Gülünç mü görünüyordu? Bazen. Umurunda mıydı? Hiç de bile. Partilerde tahttan – kusura bakmayın kanepeden – bastonunu yakınına dayayarak başkanlık eder ve genç konuklar etrafında toplanırken tezahüratlar yapardı.


Küreselleşmenin, aynı mağazaların her büyük şehrin her sokak köşesinde bulunabileceği anlamına geldiği, sosyal medyanın, aynı görüntülerin dijital alanda etere nüfuz ettiği anlamına geldiği ve tasarımcıların sıklıkla sayılarla güvenlik olduğu konusunda başarısız olduklarına inandıkları bir dünyada, ve yeni fikirlerin kardaki çan çiçekleri kadar nadir olduğu yerlerde, bir zamanlar giyinmeyi bir zevk haline getiren keşfetme duygusu genellikle köreldi.

Bayan Apfel tüm bunların panzehiriydi. Onun mirası gardırobunda ve onu tam olarak istediği gibi giymenin gerektirdiği cesaret ve neşede yatıyor. Bir dahaki sefere dolabınıza baktığınızda bunu düşünün.